Tie Break World - Mart 2022

“ FARK I NDAL I K” “Farkındalık” ifadesi hem kelime olarak cümlelerimizde hem de uygulama olarak hayatlarımızda oldukça sağlam bir yer edindi. Farkındalığı, kişinin şimdide ve burada olarak tepkisiz ve yargısız bir şekilde kendisini ve çevresini gözlemlemesi şeklinde tanımlayabiliriz. Tanık durumuna geçmek, bizi içinde dolanıp durduğumuz olaylar zincirinden çıkarır, hayat sahnesinde oyuncu olmanın yanı sıra, yönetmen olmamızı da sağlar. Oyuncu olarak hayatın içinde rol alırken yönetmen olarak da kendi oyunumuzu ve diğer oyuncuların oyunlarını izlemeye başlarız. İşte bu noktadan yaşama bakabilmek kişisel dönüşümün başladığı an oluyor. Peki, bu iç ve dış farkındalığı oluşturmakta, burada ve şimdide olabilmekte nefesin rolü var mı? Bu sorunun cevabı kesinlikle “Evet”. Duygu durumlarımız değiştiği anda nefes alıp verme modelimiz de değişir. Bir an düşünecek olursanız, öfkeli bir anınızdaki solunumunuzun sakin bir anınızdaki solunumunuzdan hayli farklı olduğunu anımsayabilirsiniz. Bunu hemen bugün deneyimlemeye başlayın. Kendinizin ve çevrenizdekilerin gün içindeki nefes alıp verme modellerine dikkat edin. Sakin bir ruh halindeyken nefes alış verişlerinin dışarıdan anlaşılmayacak kadar sessiz ve vücut hareketi oluşturmadan gerçekleştiğini; sinirli bir anda ise genellikle ağızdan hızlı ve sesli nefes alınıp verildiğini ve buna eşlik eden bir göğüs hareketinin olduğunu göreceksiniz. Hatta “çoğu zaman gergin” olarak tanımladığınız bir kişinin gün içinde hep ağızdan sık solunum yaptığını, “çoğu zaman sakin” bulduğunuz bir kişinin ise günlük ritminin sakin burun nefesleri olduğunu söyleyebileceksiniz. İşte tam da burada önemli bir şey tespit ettik. Nefes alış veriş modelimiz bize duygu durumumuz hakkında bilgilendirici geri bildirimler yapıyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=