Ferda Ergüneş
NBA ligindeki birçok profesyonel basketbol oyuncusunun yoga yaptığını biliyor muydunuz? Gelmiş geçmiş en büyük basketbol yıldızlarından Kerim Abdül-Jabbar, yoga olmasaydı asla bu denli başarılı olamayacağını ifade etmişti. Düzenli yoganın fiziksel faydalarını çok iyi bilen Abdül-Jabbar, 1970’lerde New York Nicks takımında oynarken sırtındaki bazı omur disklerini sakatlayınca yoga yapmaya başladı. Yoganın zihinsel faydalarının da bilincinde olduğu anlaşılıyor, zira 1995’te yayınladığı kitabı “Sacred Hoops: Sprituel Lessons of a Hardwood Warrior” adlı kitabının ikinci bölümünün başlığı “Bin Millik Bir Yolculuk Tek Bir Nefesle Başlar” şeklindedir. Bruce Bowen, NBA’in en inatçı savunmasını uyguladığı için pek de popüler biri değildir belki, ancak Antonio Spurs’ünbaşarılarında kilit isimdi ve yogaya büyük bağlılığı sayesinde NBA oyuncuları arasında en atletik vücuda sahip olanlardan biriydi. Antrenmanlarına yogayı rutin olarak dahil ederek ekstra esneklik kazandı.
Yaşına rağmen en çevikoyunculardandı. Üçlük atış yüzdesinin çok yüksek oluşu da ilginçtir ancak finallerdeki sert, ısrarlı ve inanılmaz başarılı savunması unutulmazdır. San Antonio Spurs takımındanSalim Stoudamire, Ime Udako, Austin Croshere gibi başka oyuncular da yoga yapmıştır. 2008’de MVP yani en değerli oyuncu seçilen Chauncy Billups da yoga yapanlardan. Birkaç dakikada bedeninin üst seviyede bir rahatlamaya ulaşmasından çok etkilenmiş. Yogayı özellikle zihinsel kazanımları ve gevşeme teknikleri için tercih etmiştir.
Yoganın bedene esneklik kattığı ve zihni sakinleştirdiği bilinir. Fakat sporcuların farkında olmadığı başka yararları da vardır. Bunlardan biri toplam beceriyi arttıran bir zihin yapısı kazandırması, bir diğeri ise sakatlanmaları önleyici rolüdür. Basketbol çok talepkar bir spordur. Sadece atış, hücum, savunma, top sürme, pas, yakalama, kat etme değil, aynı zamanda diğer dört takım arkadaşının devamlı takibi, bir sonraki yöntemleri ve düşüncelerinin ne olduğunu eş zamanlı olarak analiz edebilme ve bu arada diğer beş rakip oyuncunun olası hareketlerine karşı uyanık olabilmeyi gerektirir. Hem fiziksel hem de zihinsel olarak yoğun ve hızlı olmak şarttır. Buna rağmen basketbolcular çok atletik bir kıvraklığa da sahip değildir. Bunun sebebi genellikle maç ve antrenmanlardaki hareketlerinin sınırlı oluşudur. Özellikle maç sırasında devamlı harekete hazır durumda beklemeleri sebebiyle ayak bilekleri esnek değildir, devamlı kasılmış durumdadırlar. Yoga yaparak ayak bileklerini açanlar ise Vajrasana Asanası (Yıldırım Duruşu) ile edindikleri ayak bileği elastikiyeti sayesinde ani duruş ve birden fırlamalarda sakatlanma riskini oldukça azaltmışlardır. Basketbolda harcanan enerjinin yanında, devamlı koşturma gerekliliği dekasların sürekli kasılı olmasına yol açar. Bazı baş aşağı duruşlarla özellikle bacakların rahatlaması sağlanır ve böylece sporcu bu duruma önceden hazırlanır.
NBA’in efsanevi koçlarından Phil Jackson da oyuncularını alternatif metodlarla hazırlamasıyla ünlüydü. Bazen seçtiği bir kitabı okuturdu tüm oyuncularına, bazen de tüm bir antremanısadece Meditasyona ayırırdı. 1997-1998 yıllarında Chicago Bulls’un koçu iken, sezon öncesi kampta bir yoga hocasından tüm takıma 12 ders ayarladı. Amacı deplasmanlara gidenoyuncularına, kendi başlarına da yoga ve meditasyonyapabilecekleri seviyede bir temel kazandırmaktı. Sezon içinde de dersler devam etti. Önceleri oyuncuların çok azı önemserken sonradan bu çalışmaların faydalarını fark etmeye başladılar. Özellikle de maç esnasında kaçırılan bir sayının, şansız bir atışın motivasyonlarına etki etmemesi gibi zira düşen motivasyonun bir sonra ki sayıya etkilemesi çoğunlukla kaçınılmazdır. Böylelikle oyun içindeki olumsuzluklara rağmen takım kolayca toparlanabiliyordu.