Sporda Mükemmeliyetçilik
SPORDA ÖNEMİ
Spor söz konusu olduğunda ise mükemmeliyetçilik kavramına daha sık rastlarız. 1990’lı yıllardan itibaren spor psikolojisinin çalışma konuları arasında da kendine yer bulmuştur. Spor psikolojisinde mükemmeliyetçiliğin ilk çalışıldığı araştırmalarda mükemmeliyetçiliğin sportif performansın niteliğinin ortaya konulması ve sporcunun kişilik özelliklerinin betimlenmesi için kullanılmıştır. Hatta birçok dünyaca ünlü sporcu mottolarını bunun üzerinden oluşturur. En iyisini istemek, bu benim için yeter dememek, mutlaka daha iyisi olabilir düşüncesi… Buradan bakınca bir sporcuya en gerekli özelliklerden biri gibi duruyor. Ancak unutmamak lazım ne yazık ki basın zaten başarılı olan sporcuları merceğinde tutuyor. Her sporcu için bir noktada gerekli olsa ve hedeflerini koymada başarılı olmasını sağlasa da aynı zamanda bu mükemmeliyetçi bakış açısı bazı olumsuzlukları ve stres faktörünü de beraberinde getiriyor. Stresin olduğu yerde başarı nispeten sınırlı olduğu için de onlardan haberdar olmuyoruz.
Uyum sağlanabilen ve uyum sağlanamayan yönlerinin olduğu kabul edilen ve çok boyutlu olduğu ifade edilen mükemmeliyetçiliğin spor ortamında kişinin motivasyonunu, spora katılımını, sporda yaşayacağı hazzı etkileyebileceği düşünüldüğünden mükemmeliyetçiliğin çok önemli bir faktörolduğu birçok çalışmada vurgulanmıştır.
Motivasyonun mükemmeliyetçilik ve sporcu tükenmişliği arasındaki ilişkiye aracılık edip etmediğinin incelendiği bir araştırmaya 211 genç sporcu dahil edilmiştir. Araştırmanın sonucu ise mükemmeliyetçi kaygının sporcu tükenmişliğini arttırdığı, mükemmeliyetçi çabanın ters yönde bir etki yarattığı yönündedir.
PEKİ NE YAPMAK GEREKİR?
Kişinin kendisiyle ilgili, hayatla ilgili kendi standartları olduğu gibi mesleki standartları olur, yakın ilişki ve yaşantılarında standartları olur. Bu çok doğaldır ostandartlarının görece yüksek olması kişininmükemmeliyetçiliğini gösterir. Ayakları yere basan bu yüksek hedefleri zamanında yapabilmek ise sağlıklı mükemmeliyetçiliktir. Doğru şeyi, doğru zaman ve doğru şekilde yapabilmek en önemli noktadır. Kişi mükemmeliyetçiliği sağlıklı şekilde yürütürse başarılı oluyor. Kapital sistem, başarı ve proje odaklı bir sistem olduğu için insanları mükemmeliyetçiliğe çok teşvik ediyor. Sporcular için de aynı şekilde eski sisteme baktığımızda örneğin basketbolda dış şut atan oyuncular belliydi ve bu pozisyonda iyi olanlar mutlaka öne çıkardı. Ancak şuan bir uzun oyuncudan bile dış şut tehdidi bekleniyor. Bu da sektör ve branş fark etmeksizin arzın da talebin de daha mükemmeli normal saydığını gösteriyor. Böylece gelişim anlamında sınır tanımayan ve asla doymayan bireylere dönüşüyoruz. Bazen de dönüşemiyor sadece bu kaygıya sahip olarak tükenmişliğe ve yetersizlik hissine davetiye çıkarıyoruz. Peki bu karmaşada ne yapalım kendimizi başarı anlamında daha ileriye mi taşıyoruz? Yoksa zaten elit seviye sporda çokça yaşanan stres faktörlerine bir yenisini daha mı ekliyoruz?
İhtimaller Her Zaman Var
Öncelikle fiziki bir iş yapan insanlar olarak her zaman B planına sahip olmalıyız. En iyisini istemek evet, ancak top yuvarlak fikri de mutlaka aklımızın kenarında olmalı. Diğer yandan hedefler… Aslında bir sporcunun mükemmeli istediğini en somut olarak hedeflerinde görürüz. Bu hedeflerde yeterli zaman ve branşa özgü ulaşılabilirlik yoksa sürecin sancılı ve halihazırdaki performansın bile gerisinde kalması öngörülebilir bir gerçektir.
Hataların Üstünden Geçebilmeliyiz…
Sporda başarı uzun bir süreçtir. Bu yolda istenildiği gibi gitmeyen anlar, müsabakalar mutlaka olabilir. Hatalar da yapılabilir. En iyisini isteyen bir sporcu olarak anda kalabilmek, hataların üzerinden değerlendirme yapıp geçebilmek kilit noktadır. Hedef kadar süreçten de keyif almayı bilmeliyiz. Aksi halde tek bir hata ciddi zaman ve motivasyon kaybına dönüşecektir.
Ya Hep Ya Hiç Düşüncesinden Uzaklaşmalıyız…
Sadece tek bir alandan ibaret olan benlik algısı bizi zorlar. Her birey hayatında birden fazla alanı ön plana koymalıdır. Yaptığınız spor, kurduğunuz ilişkiler, edindiğiniz hobiler… Hepsi birer parçanız olmalı… Aksi halde tek bir doyum kaynağı mutlulukta ayaklarınızın yere basmasının kaygıda da gerçekçi değerlendirmenizin önüne geçer. Kaybedince yaşadığınız hisler benlik saygınızda, özgüveninizde, yeterlilik algınızda ciddi sarsılmalar yaşamanıza sebep olabilir. Belki diğer iş alanları için çok belirgin olmasa da bir sporcunun bu hislere kapılması performansa dayalı bir iş yaptığı için mutlaka gözle görülür olacaktır.