©tiebreakworld

Berfin Öztürk

Berfin Öztürk

Berfin Öztürk, bize biraz kendinden bahseder misin?

Adım Berfin Öztürk. 19 yaşındayım. Saint Benoit Lisesi mezunuyum. Profesyonel voleybol oynuyorum. Vakıfbank, Galatasaray ve Eczacıbaşı kulüplerinde oynadım. Aynı zamanda okul takımları ve milli takımlarda görev aldım. Üniversite sınavı sebebiyle 1 sene ara verdim. Şu anda Özyeğin Üniversitesi Mimarlık fakültesi 1.sınıf öğrencisiyim.

Voleybola başlama hikayen nasıl? Seni kim yönlendirdi?

Annemin eski profesyonel voleybolcu olması doğal olarak benim voleybolu sevmeme sebep oldu. Ki buna rağmen kendisi voleybol oynamamı hiçbir zaman istemedi. Buna küçük bir parantez açmak gerekirse istememe sebeplerinin başında eğitim hayatımla sporu aynı anda götürmenin çok zor olacağını düşünmesiydi. Voleybola devam edebilmek adına eğitim hayatıma hep çok önem verdim. Bu vesileyle de sahalarda kalmaya annemi ikna ettim.

Hiç pişman olduğun bir anın oldu mu voleybola dair?

Voleybola profesyonel olarak başlamadan önce yüzüyordum fakat bunu çok isteyerek yaptığımı söyleyemem. Bu nedenle yüzmeyi bırakıp voleybola başladım. Bazen keşke yüzmeye devam etseydim dediğim zamanlar oldu ama voleybolu çok seviyorum. İyi ki bu sporu yapıyorum.

Asla unutamadığın bir maçın var mı?

2016-2017 yılında Galatasaray’da A takıma çıkmıştım.CEV CUP maçında set sayısında sevgili antrenörüm Ataman Güneyligil beni servis atmam için oyuna sokmuştu. A takımda ilk defa saha içinde görev alıyordum bu sebeple çok heyecanlıydım. Oyuna girdiğimde her yerim titriyordu, fileyi bile görmüyordum. Bunu küçüklüğüme ve tecrübesizliğime veriyorum :) Servisi attım, top file üstünde uzun bir süre durarak karşı sahaya düştü ve sayı oldu. Bu da asla unutamadığım ve unutamayacağım bir anı oldu.

En çok etkilendiğin voleybolcu kim?

Aynı mevkiide olmasak da bu soruya Eda Erdem cevabını vermek istiyorum. Çünkü kendisi oyunu dışında her yönüyle bana örnek olmuştur. Hırsı, liderliği, sorumluluk alması, disiplini, hal ve tavırlarıyla sahaya yakışıyor olması benim gözümde onu örnek bir sporcu yapıyor. Ne kadar iyi oynadığından bahsetmiyorum çünkü hepimiz buna birçok kez şahit olduk.

En sevdiğin salon hangisi diye sorsak?

Küçük ve samimi bir saha olduğunu düşündüğüm 50.yıl spor salonu. Orda her zaman kendimi çok rahat hissederek oynamışımdır.

Birlikte oynamaktan zevk aldığın takım/ takım arkadaşın? Neden?

3 Büyük takımda da birlikte oynadığım çok arkadaşım oldu. Hepsiyle ayrı anılara ve başarılara sahibim. Bu nedenle spesifik bir cevap vermek benim için bir hayli zor.

Sana voleybolu sevdiren ve asla unutmam dediğin bir antrenörün var mı?

Aynı şekilde bu soru için de cevap vermek zor. Çok fazla birlikte çalıştığım antrenörüm oldu. Hepsi de benim için çok kıymetli.

En eğlenceli deplasmanın hangisiydi?

Galatasaray yıldız takımı ile gittiğim Konya deplasmanı benim için ayrı bir öneme sahip. Çünkü Türkiye şampiyonu olmuştuk.

Bu sporun kolay ve zor yönleri nelerdir? Nasıl aştın?

Voleybol dışardan herkesin oynayabileceği bir spor olarak gözükse de asla öyle değil. Çok fazla emek ve zaman isteyen bir spor. Gerekirse sosyal hayatından, ailenden, zevklerinden fedakarlık etmek zorundasın. Küçük bir parantez açmak istiyorum ki voleybol oynadığım süre zarfında ailemi sadece uyurken görüyordum ve yaz tatili diye bir kavram benim için söz konusu değildi. Takım sporu olması, grup halinde düşünmeyi gerektirdiğinden hiçbir zaman ‘ben’ kelimesini kullanamazsınız. Takım arkadaşınız bir hata yaptığında o hatayı düzeltmekle yükümlüsünüz. Özetlemek gerekirse kolay bir tarafı olduğunu düşünmüyorum fakat emek verdiğinizde karşılığını alabileceğiniz bir spor.

Maç öncesi totemlerin/ ritüellerin var mı?

Kesinlike benim sorum :) Maçtan maça totemlerim değişebiliyor. Ama genelde eğer o maç iyi oynadıysam aynı tayt, çorap, yarım atleti ertesi maçta da giyerim. Deplasmanlarda bu nedenle bazen sorun yaşayabiliyordum. Maç sonrası iyi oynamışsam eğer hemen giydiklerimi yıkayıp ertesi güne kuruması için elimden geleni yapıyordum :) Servis atmadan önce topu yere 5 kere vurmak gibi bir totemim vardı ve servis atmadan önce mutlaka ayakkabımı silerdim. Anlayacağınız böyle küçük küçük bir sürü totemim vardı:)

  • Sezgi Salbaş Sezgi Salbaş
  • Deniz Özdemir Deniz Özdemir
  • Burakhan Tosun Burakhan Tosun
  • Çağla Akın Çağla Akın
  • Tuğçe Atıcı Tuğçe Atıcı
  • Muhammet Ertuğrul Muhammet Ertuğrul
  • Burcu Şentürk Burcu Şentürk
  • Doruk Daioglu Doruk Daioglu
  • Selçuk Keskin Selçuk Keskin
  • Merve Nezir Merve Nezir
  • Aslıhan Kılıç Aslıhan Kılıç
  • Ali Berke Sağır Ali Berke Sağır
  • Elif Uzun Elif Uzun
  • Abdullah Çam Abdullah Çam
  • Atakan Topal Atakan Topal
  • Cansu Ayyıldız Cansu Ayyıldız
Top